- konmak
- konmak, bir yere konmak I, 319; II, 331; III, 184, 185
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
konmak — 1. e, ar 1) Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına. Ç. Altan 2) Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak 3) Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazıra konmak — başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak Hazıra konmak istemeyen şair, yeni söyleyişler aramak zorundadır. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
daldan dala konmak — sık sık iş, konu veya düşünce değiştirmek Çalı kuşu gibi daldan dala konan kararsız bir çocuktu. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağlı kapıya konmak — rahat, sıkıntısız bir yere girmek, geçimini başkasının üstüne yıkmak Kondu, namussuz, yağlı kapıya, diye, hasedini belli ediyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
beleşe konmak — bir şeyi emek harcamadan, para vermeden elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelepire konmak — kelepir yakalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürürlüğe konmak — bir kanun veya bir karar uygulama alanına konulmak Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ... antlaşmalar ... yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
mirasa konmak — bir kimseye önemlice bir kalıt kalmak Bizimkiler okkalı bir mirasa konmuşlar da o hergelenin hakkını mı yemişler ne? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına devlet (veya talih) kuşu konmak — beklemediği büyük bir nimeti ele geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Konak — Ko|nạk 〈m. 1; in der Türkei〉 1. Amtsgebäude 2. vornehme Wohnung, Schloss [türk.] * * * Ko|nạk, der; s, e [türk. konak, zu: konmak = sich setzen, sich niederlassen]: (in der Türkei) palastartiges [Amts]gebäude. * * * Konạk [türkisch] der, s/… … Universal-Lexikon